Çanakkale Deniz Savaşları'nın Seneyi Devriyesi Münasebetiyle

Bugün 18 Mart... Çanakkale Deniz Muharebeleri'nin seneyi devriyyesi... Ama sadece deniz muharebelerinin... Çanakkale'nin bir de kara muharebeleri vardır... O ayrıdır... Neyse...

18 Mart tarihî önemi sebiyle "Şehitleri Anma Günü" olarak kutlanıyor bir süredir ülkemizde... Bu coğrafyaya, bu coğrafyada yaşayan insanlara kasteden nice kahpeye, nice kalleşe, nice cenabete (ecnebi-yabancı demektir), nice haine, nice düşmana karşı tavır almakta tereddüt etmeyen insanların toprağıdır vatanımız... Topraklarımızı işgâl etmeye gelen ecnebîlere karşı Çanakkale'de tereddüt etmeden göğsünü siper eden, şehit olan, gazi olan atalarımızın ruhları şâd olsun diye dua edelim bu vesileyle...

Çanakkale Savaşları'ndan bu yana çok şey değişti(rildi) coğrafyamızda. Milyonlarca şehit verdik. Devletimiz yıkıldı. Topraklarımız işgal edildi. Büyük bedeller ödeyerek çok azını kurtarabildik topraklarımızın. Kurtarabildiğimiz topraklarımızın üzerinde bir devlet kuruldu. O devlet de giderek düşmanlarımızın dümen suyunda gider oldu... Neyse...

***

102 sene evvel, 1915'te Çanakkale düşmanlarımız olan Fransız ve İngilizler'in taarruzuna uğradığında, vatan topraklarımızın ayrılmaz bir parçasıydı Halep. Bin küsür senelik şehrimizdi. Halep'imizdi... Antep'in, Urfa'nın, Kilis'in bağlı olduğu vilayet merkezimizdi...  Halep oradaysa, arşın buradaydı. O kadar bizdik Halep, o kadar bizimdi...

Bize yüz senedir Yunan ve Ermeni düşman diye anlatılıyor ki vallahi yalandır. Rum ne ki, Ermeni ne ki bize düşman olsun. 1000 senelik komşularımız Ermenileri, Rumları zehirleyen, kışkırtan, silahlandıran, isyana teşvik eden, ellerine silah veren hep Batı'dır... İstisnasız Batı'dır...

Değişen pek bir şey yok bugün de... Batı dün Fransa, İngiltere, İtalya, Rusya idi, bugün ABD'de de onlara ilave oldu, birleştiler AB oldular bir de... Geçmişte Ermenileri, Rumları nasıl kışkırttıysalar, bugün de aynısını Kürt kardeşlerimize yapıyorlar... Yiyen az, yemeyen çok... Neyse...

***

Aradan 102 sene geçti. Çanakkale geçilmedi, sonra 1918'de geçildi, sonra 1923'te geri verildi, alındı... Neyse... Hikayeyi biliyorsunuz işte...

1918'de Halep'imiz işgâl edildi. 99 sene evvel... Halep'imize o gün bugündür pasaportla girer, hatta artık pasaportla bile giremez olduk. Halep kalmadı neredeyse... Geriye kalan Halep'te de Halepli kalmadı belki de. Fransız işgali, Baas işgali derken, İran/Rus işgali yaşıyor Halep şimdilerde... Haleplilerin çoğu eski Türkiye'de, asırlık memleketlerinde...

***

O Halep'in kırsal kesiminde, rejim kontrolünde olmayan Etarip ilçesinde bir köyde, Cina (Cinnah) köyünde 300 kişilik bir cemaat yatsı namazı kılıyordu iki gün evvel... Derken önce uçak uğultuları duyuldu. Ardından dört kez ardarda cami vuruldu... 58 sivil öldü, yüzden fazla sivil yaralandı vurulan camide...



Camide ibadet eden insanlara gökten gelip de bomba yağdıranların kimler olduğu anlaşılamadı en başta. ABD, Rusya'yı suçladı anında. Derken ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM), Halep'in Cina köyü yakınlarında bir hava saldırısı gerçekleştirdiklerini kabul etmek zorunda kaldı. Ama CENTCOM, "El Kaide'ye ait bir toplanma yerinin vurulduğunu ve çok sayıda teröristin öldürüldüğünü" iddia etti arsızca...

Oysa AA'nın haberine göre camide yatsı namazı kılanlar El-Kaide ile de ilgisi olan insanlar değildi. Radikal / marjinal gruplara mesafesişyle bilinen, Suriye'nin tebliğ cemaati mensuplarıydı. ABD bu bölgede rejime ve PYD'ye karşı direnen halkın mücadele potansiyellerini kırmak için yaptığı orta/uzun vadeli bir planı uyguluyor olmalı...

***

Çanakkale Deniz Savaşları'nın ardından 102 sene geçti... 102 senedir Halebimiz esir. Dünyanın bir ucundan gelen Amerikalılar, Ruslar, İranlılar, İngilizler, Fransızlar Haleplileri öldürüyor türlü bahanelerle... Ve bütün dünya ile birlikte seyrediyoruz olan biteni... Hatta biz artık seyretmiyoruz bile...

Aslında o kadar garip ki olan biten... Mesela şöyle düşünelim, aksini düşünelim, anlarız belki olup bitenin vehametini ... Türk savaş uçakları Rotterdam'da PKKlıların toplandığı bir yeri vurma bahanesiyle bir kiliseyi vursa Pazar ayinleri esnasında ve 58 kişi ölüp 100 kadar sivil yaralansa... Dehşete düşüyoruz dinlediğimizde, saçma geliyor değil mi bize? Ne kadar vahşice bir şey söylediğim değil mi? Ama ABD ama Rusya Halepliler'e bunu yaptığı zaman o dehşet duygusu sarmıyor artık bizi...

Neyse...



Çanakkale geçilmedi diye sevinmeyelim... O geçildi... İngiliz, Fransız Çanakkale'yi öyle bir geçti ki, dahası geldi zihinlerimizin içine yerleşti... Çanakkale de, Batı Trakya da, Kerkük de, Halep de kaybedildi, bilelim, unutmayalım, hatırlayıp duralım...

Çanakkale Deniz Muharebeleri'nin bu seneyi devriyesinde Halep'in yası, Suriye'nin yası sinmişken üzerimize, Çanakkale'nin nihaî bir zafer olmadığını bilelim. Bir muharebeyi kaybetmekle bir savaşın kaybedilmeyeceği gibi, bir muharebeyi kazanmakla da bir savaşın kazanılamayacağımızı fark edelim...

Zafere değil sefere talip olan şehitlerimizi yâd edelim...

O kahramanların ruhunu, inadını, irfanını, tavrını idrâk edelim...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Türkmenistan (3) - Türkmen İsimleri

Saraybosna (9) - Sırpça'da Yaşayan Türkçe Kökenli Kelimeler

Fîrûze (*)