Mutlu Seneler (10)
Türkler Anadolu’ya
İran’da kullanılan takvimlerle gelir. Bir yandan bütün İslâm devletleri gibi
dinî ve sosyal hayatı tertip eden Hicrî Kamerî Takvim, bir yandan da
gökbilimciler tarafından kullanılan Celalî takvimi kullanılagelir.
Hicrî Kamerî takvim senesi
ile mevsimlerin uyumsuzluk içinde olması büyük bir sorundur. Toplum düzeni,
askerî düzen, iktisadî düzenin toprak hasadı ile doğrudan ilişkisi vardır. 1677
senesi Sultan IV. Mehmed’in saltanatına, Köprülüler’in devrine denk gelir.
Başdefterdar Hasan Paşa, takvimden her 33 senede bir sene atılarak
oluşturulacak yeni bir takvim kullanımını tavsiye eder. Bu teklifin mevcut uyumsuzlukları
gidereceğine kâni olunur, Miladî (Gregoryen) 1678 senesinde sadece malî hayatta
kullanılmak üzere Julyen takvimin (Roma takviminin) kullanılmasına karar
verilir.
İran üzerinden İslam ile
tanışan, İran medeniyetinden adamakıllı etkilenen Osmanlılar, tevasür ettikleri
Roma medeniyetinin takvimini, Julyen takvimi kullanacaktır. Bu takvime Romalı
Takvim anlamına gelen “Rûmî” takvim denir. Rumî takvim, tıpkı Celalî takviminde
olduğu gibi hicreti başlangıç alır. Hicrî, Zerdüşt, Celâlî ve Julyen takvimlerin
tesiriyle şekillenen yeni bir “Hicrî Şemsî Takvim” peyda olur böylece.
Malî senenin başlangıcı
olarak evvela 1 Muharrem belirlenirse de 1740 senesinde, Sultan I. Mahmud
devrinde Defterdar Atıf Efendi’nin teklifiyle senenin başlangıcı tıpkı Julyen
Takvimindeki gibi 1 Mart olarak değiştirilir.
Rûmi Takvimde ay isimleri de Osmanlı’ya yakışır bir şekilde bir karışım teşkil eder:
1794’te Rûmî takvimin
kullanım sahası genişletilir, Tanzimat Fermanı’nı izleyen günlerde 1840’ta ise bütün
resmî işlemlerde Rûmî takvim kullanılmaya başlanır.
Hicrî Kamerî Takvim ile
Julyen Şemsî Takvim arasında her sene 10 gün 21 saatlik (10,875 decimal gün)
bir fark oluştuğunu belirtmiştik. 1840 senesine gelindiğinde Hicrî Kamerî
Takvim ile Julyen Şemsî Takvim arasındaki fark (1840-622)*(10,875)/365=37,38
sene kadar kısalır. İki takvim arasındaki fark 622-38=584 seneye iner. Bu aynı
zamanda Rûmî takvim ile Miladî (Gregoryen) Şemsî takvim arasındaki farktır.
Takvimle ilgili düzenlemenin yapıldığı Miladî (Gregoryen) şemsî 13 Mart 1840
tarihinin Hicrî Kamerî Takvimdeki karşılığı 9 Muharrem 1256’dır. Rûmî
takvimdeki karşılığı ise 1 Mart 1256’dır. Rûmî takvim ile Miladî (Gregoryen)
takvim arasındaki 13 günlük fark Julyen ve Gregoryen takvim arasındaki farktan
kaynaklanır.
Rûmî takvimde de bir
sene tıpkı Julyen takvimdeki gibi 365 gün 6 saatten oluşur. Bu durum Hicrî
kamerî takvim ile bir fark yaratır. Bu fark 33 senede bir fazla yıl anlamına
gelir. Osmanlı Devletinde Hicrî Kamerî Takvim ile Rûmî Takvim arasındaki
uyumsuzluğun, Hicrî Kamerî Takvim’e uyum sağlanarak yapılması tercih edilir.
Söz konusu farkı gidermek için her 33 yılda bir Rûmî yıldan bir yıl düşülür. Bu
yıla “Sıvış Yılı” adı verilir. Böylece Hicrî Kamerî ve Rûmî takvimler
arasındaki yıl uyumsuzluğuna engel olunur.
Sıvış yılı uygulaması
Rûmî 1287 (Miladî 1870) senesinde yapılmaz, böylece Rûmî ve Hicrî takvimler
arasında bir senelik fark ortaya çıkar. Örneğin Rûmî 1 Mart 1277 senesinin
Hicrî takvimdeki karşılığı 1 Ramazan 1277 iken, 1287 senesinde Sıvış Yılı
uygulaması yapılmadığı için 1 Mart 1288 tarihi 3 Muharrem 1289’a karşılık
gelir.
Yorumlar